“İn vino veritas” 🍷

Bir sonbahar akşamüstüydü ona rastladığımın ilk günü…
Sadece bir kere görebilmiştim!
Aylar, günler, saatler, saniyeler geçti,
geçmeye de devam ediyor
bir an olsun çıkmadı aklımdan.
İtiraf etmek gerekirse çıksında istemem! Hiçbir zaman anlamını yitirmeyecek bende, her sonbahar akşamı yağmur yağdığında tirbuşon mantarla, şarap kadehle birleşecek ama biz ayrı olacağız…
İlk kadehimi sevgine kaldıracağım, sonrası mı?
Sensiz geçen günlere!
Açacağım en sevdiğim şarkıyı,
eşlik ede ede haykıracağım.
Sen dışında herkes duyacak beni,
belki rahatsız olanlar olacak sesimden
umrumda olmaması için kapatacağım kulaklarımı!
Keşke kulaklarımı kapattığım gibi gönlümüde kapatabilsem sana
Belki bu kadar acı çekmem!
Bazen soruyorum kendime çektiğim acı mı güzelleştiriyor seni içimde…
İnan doğru cevabı bulamıyorum…

🍷

Ezgi’nin Günlüğü- Kasım’19

Dizi Önerisi -2-

Bugün sizlere yaklaşık olarak 2 hafta önce tesadüfen karşıma çıkan Greenleaf dizisinden bahsetmek istiyorum. 4 sezondan oluşmakta olan bu dizinin son bölümünü az önce bitirdim ve şuan kendimi boşlukta hissediyorum. Neden mi? Ard arda severek izlediğim nadir dizilerden birisiydi ve etkileyiciydi.

Uzun lafın kısası toparlamak gerekirse Memphis’te yaşamakta olan Greenleaf soyisimli siyahi bir ailenin yönetmekte olduğu kilise ve yaşamlarındaki iniş çıkışlardan söz edilmektedir. Bir yanda dindarlıkları, diğer yanda yapmış oldukları hatalar yüzünden alt üst olan yaşamları…

Neredeyse her bölümünde hayata dair iyi ya da kötü ders alınabilecek olaylar, işaretler var, bana göre!. Yine dikkatle izlenilmesi gereken dizilerden bir tanesi… İzleyeceğini düşünerekten keyifli seyirler dilerim. Patlamış mısırını almayı unutma 🙂

Dizi Önerisi -1-

Bugün sizlere uzun zaman önce Netflix’te tesadüfen izlemiş olduğum, çok etkilendiğim ve mutlaka izlemenizi önereceğim gerçek yaşanmış bir olayın 4 bölümden oluşan dizisinden bahsetmek istiyorum.  

‘WHEN THEY SEE US’  

1989 yılında Amerika Birleşik Devletleri New York şehrindeki Central Park’ta yaşanmıştır. Central Park Beşlisi olarak söz edilen bu olay Trisha Ellen Meili adında bir bankacının koşu sporu yaptığı sırada tecavüz edildikten sonra öldürülmesi ve bu olayın tesadüfen orada bulunan 5 masum insanın üzerine yıkılmasını kaleme alan bir mini dizi.  

Dikkatli izlemeni rica ediyorum. Çünkü sonrasında senden bir ricam olacak, izlerken ve sonrasında hayatın olağan akışında yaşanan birtakım şeyleri fark edebilecek misin? İzleyeceğini düşünerek iyi seyirler dilerim. (Görüşlerini izledikten sonra yorumda paylaşırsan sevinirim.)

Central Park Beşlisi belgeselini izlemek istersen eğer linkte paylaşıyorum.

https://www.qdailymotion.com/video/xzxfsq

Sevgisiz kalplere selam olsun!

Bugün sizlerle paylaşacağım yazı hayvan sevgisi(zliği) üzerine olacak. Nasıl olurda bir insan okul taksidiğini ödeyemediği gerekçesiyle 2 yaşındaki pomerian boo köpeğini 11 Bin TL’ye satışa çıkartır? Öğrendiğimden beri aklım almıyor, sinirlerime hakim olamıyorum. Pollayana’cılığımı ortaya çıkartıp köpek bakımının zor olduğundan dolayı sahiplendirmek istedikleri için böyle bir bahane sunduklarını düşünmeye çalışsam da ne algım ne de yüreğim buna izin vermiyor. Çünkü amaç köpeğin daha huzurlu, mutlu ve sağlıklı bir yaşama devam etmesi değil tamamiyle ticaret…!

Kedi ve köpeklerin ticaret amacıyla çiftleştirilmeleri, satışa çıkartılmaları, geçici bir hevesle hediye edilmelerine tahammül edemiyorum. Unutmayın ki onlarında bir ruhu var! Onlar da ağlıyor, gülüyor, seviniyor, üzülüyor… Bir anlık hevesle!! evcil hayvan besliyor musun? sorusuna karşılık evet cevabı vermek için hayvan sahiplenmeyin! O’nun sorumluluğunu alamayacaksan egonu şişirmeyeceksin! Her zaman söylediğim bi’şey var; ‘Sevmek zorunda değilsin ama SAYGI duymak zorundasın’

Vira Bismillah, rastgele!…

Günaydın!

… gecenin bir vaktinde Allah’ın selameti üzerinde olsun deyip çıkıverdiler evlerinden. Kimisi takasına bindi kimisi de büyük balıkçı gemisine, vira bismillah diyerek açıldılar denize, attılar ağlarını beklediler. Balık yem bulma derdinde, balıkçı onu avlama… Tezgahlar şenlenmeli balıkçı evine para götürebilmeliydi. Peki ya balığın ne hissettiğini düşünen var mıydı?

Bu fotoğrafları bu sabah çektim. Fotoğrafçı değilim, güzel çekerim iddialarımda yoktur hani. Elimden geldiğince an’ı saklamak için güzel gördüğüm şeyleri çekerim, çekmeye çalışırım… Bu karelerde en çok beni etkileyen Efe Dede oldu. Selam olsun size emekçiler!

Hacı Mustafa Mollaoğlu Bl. Fatsa

Yenikale

Efe Dede